REKLAM

AYET-İ KERİME

22 Aralık 2013 Pazar

HER SALDIRIDA TAYYİP HOCA NEDEN GÜÇLENDİ SİZCE

KENDİSİNİ VE CEMAATİNİ, TERÖRDEN DAHA TEHLİKELİ GÖREN DARBECİ ASKERLERE, KENDİNİ SÜRGÜNE
ÇIKARAN ERGENEKON'A, VE BU ÜLKEDE SOLUK ALDIRMAYANLARA BEDDUA ETMEM, DİYEN HOCA EFENDİNİN, SEÇİMİ ZAFERLE KAZANAN MÜTEVAZİ BAŞBAKANIMIZIN OKYANUS ÖTESİNE SELAM YOLLAYACAK KADAR ASİL YÜREĞİNE O ACIMASIZ BEDDUA'YI NASIL YAPARSIN, SANA SAYGIDA KUSUR ETMEYEN HER FIRSATTA BU ÜLKE HÜZÜNLÜ GURBETTEN SIKILDI ZAMANI GELMEDİMİ DÖN ARTIK DEYİP ÇOK KİŞİ KARŞISINA ALMAK ÇOK YERLERİ KENDİNE DÜŞMAN ETMEK PAHASINA SAHİP ÇIKAN BU ASLAN YÜREKLİYE NASIL O ACIMASIZ BEDDUA'YI YAPARSIN AKILLAR ALMIYOR VİCDANLAR HUZUR BULMUYOR GÖZLER YAŞLARLAR DOLUYOR BU SORULARIN CEVABINI ACİZ İNSANLARA İZAH EDEMEZKEN GÜÇ VE KUDRETİ SONSUZ OLANA NASIL İZAH EDECEKSİN, EY HOCA EFENDİ ?
MÜSLÜMANLARA BED VE HAİNCE SALDIRAN NE OLUR?
Said-i Nursi'nin Tarihçe-i Hayat adlı kitabında geçen, "Hatta tecavüz edilse de bedduayla da mukabele etmeyiniz. Kim olursa olsun, madem imanı var, o noktada kardeşimizdir. Bize düşmanlık da etse, mesleğimizce mukabele edemeyiz. Çünkü, daha şiddetli düşmanlar ve yılanlar var"

15 Aralık 2013 Pazar

Müslüman olduklarını iddia eden bağnazlar, kendi kurallarından oluşturdukları dinlerini İslam diye tanıtmışlardır

KURAN'A TAM UYULDUĞUNDA BAĞNAZLIK YOK OLACAKTIR

İslam dünyası, bağnazlık ve radikalizm tehlikesiyle uzun zamandır boğuşuyor. Her ne kadar İslam’a kendilerince bağnazlığı dahil etmeye çalışanların sayısı çok fazla olmasa da bu azınlığa inanan kişi sayısı çok. Üstelik medyada da, Müslüman olarak bu gibi kişiler tanıtılıyor. Söz konusu kişiler genellikle nefret, silah, tehdit, korku ve öfke ile ön planda olan, şiddet uygulayan ve bu yüzden de hep gündemde kalan kişiler. “Müslüman” denince akıllara hep bu kişilerin sevgisiz yüzleri gelmiş bu da hep savaş, nefret ve öfke çağrıştırmıştır.

Müslüman olduklarını iddia eden bağnazlar, kendi kurallarından oluşturdukları dinlerini İslam diye tanıtmışlardır. Oysa bu dinin İslam ile hiçbir alakası yoktur. Bu gibi kişilerin büyük bir çoğunluğu gerçekte nasıl bir hatanın içinde olduklarını bilmezler. Bu kişiler, Kuran ile belirlenmiş helalleri ve güzellikleri haram kılmak, İslam dünyasına kalitesizliği getirmek ve barış dini İslam’ı savaş ve nefret dini gibi göstermek için yoğun faaliyet gösterirler. Dine dahil ettikleri hurafelerin kaynağı sorulduğunda ise hiçbir zaman Kuran’dan delil getiremezler. Pek çoğu bilgisizce, Kuran’ın övdüğü güzellikleri kendilerine ve Müslümanlara haram kılarak, Yüce Rabbimiz’in “Ey iman edenler, Allah’ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın.” (Maide Suresi, 87) ayetine aykırı davranmaktadırlar. Sonuç olarak da kendilerine ait soğuk, kalitesiz bir nefret dini oluşturmuşlardır.

Tüm Müslümanların modern, dışa dönük, sevgi dolu, sanatı estetiği savunan bir sistem geliştirmeleri İslam dünyasının dünyaya örnek olmasını sağlayacaktır. Bağnazların geliştirdiği ölü klasik sistem özellikle son yüzyılda ortaya çıkmıştır. İslam ülkelerinin pek çoğunda hakim olan bu bağnazlığı aslında bu sistemi ortaya çıkaran kişiler de istememektedirler. Ancak tüm İslam alemi bu bağnazlık belasından kurtulamamaktadır. Gerçekte İslam dünyası içinde büyük bir yekûn oluşturan modern bir kesim vardır. Onlar da bağnazlığın getirdiği bu sistemi istememektedirler, ancak bağnaz diktatör zihniyet onları da sindirmekte ve kurulan sistem herkesi kilitlemektedir.

Bu sistemin aşılması için darbe, iktidar, koalisyon, ABD işgali hiçbir şekilde çözüm olamaz. Tam aksine çok daha karmaşık hale gelir ve Allah esirgesin tüm dünya bu sistemin içinde büyük bir belaya doğru sürüklenir. Bugün İslam aleminin içinde bulunduğu açmazın tek çözümü Allah’ın Kuran’da bildirdiği gerçek Müslüman anlayışına teslim olmaktır. Allah’ın Kuran’da bildirdiği Müslümanlık anlayışı sevgi, adalet, hoşgörü, barış, özgürlük, kalite, temizlik, estetik, güzellik ve modernliktir.   ALINTI

6 Aralık 2013 Cuma

Demokratikleşme paketinde TBMM Başkanlığı’na sunulan 17 maddelik paketT

Demokratikleşme paketinde TBMM Başkanlığı’na sunulan 17 maddelik pakette şu düzenlemeler yer aldı:

Hükümetin bir süre önce açıkladığı, çözüm süreci açısından büyük önem taşıdığı belirtilen ancak yetersiz bulunarak eleştirilen, “demokratikleşme paketi” dün TBMM’ye sevk edildi.

* KÜRTÇE PROPAGANDA: Seçimlerde Kürtçe propaganda yapılabilecek.

* EŞBAŞKANLIK: Siyasi partiler artık eşbaşkanlık sistemine geçebilecek. Eşbaşkanlar 2 kişiden fazla olmayacak. Bugüne kadar sadece BDP bu sistemi uyguluyordu.

* BELDEDE TEŞKİLAT KURULMAYACAK: Beldelerde teşkilat kurulma zorunluluğu kalkacak. Böylece yeni kurulan partilerin seçimlere girmesi kolaylaşabilecek.

* YÜZDE 3 OY ALANA EN AZ 1 MİLYON TL YARDIM: Milletvekili genel seçiminde toplam geçerli oyların yüzde 3’nden fazlasını alan siyasi partilere Hazine yardımı yapılacak. Bu yardım 1 milyon TL’den az olamayacak. Halen yüzde 7’nin üzerinde oy alan partilere Hazine yardımı yapılıyor. Ancak BDP son genel seçime bağımsız adaylarla katıldığı için yine bu Hazine yardımından yararlanamayacak.

* MİTİNG YERİ ORTAK BELİRLENECEK: İl ve ilçelerde miting yeri ve güzergâhı artık, TBMM’de grubu bulunan partilerin il ve ilçe temsilcileri ile en çok üyeye sahip üç sendika ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları temsilcilerinin görüşü alınarak illerde vali, ilçelerde kaymakamlar tarafından belirlenecek. Yürürlükteki düzenlemeye göre bu kararı halen valilikler ve kaymakamlıklar veriyor.

* YAŞAMI ZORLAŞTIRMA KRİTERİ: İl ve ilçenin büyüklüğü ve gelişmişliği dikkate alınarak birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergahı belirlenebilecek. Ancak Düzenleme Kurulu kamu düzeni ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde belirlenen yer ve güzergâhlardan birisini tercih edebilecek.

* GÜNEŞ BATANA KADAR: Açık hava mitingleri, artık güneş batmadan önce dağılacak şekilde, kapalı yerlerde ise saat 24’e kadar yapılacak.

* GÖSTERİCİLER FİŞLENECEK: Bütün toplantı ve gösterilerde katılımcıların ve konuşmacıların ses ve görüntüleri kolluk tarafından kaydedilebilecek. Elde edilen kayıt ve görüntüler, şüphelilerin ve suç delillerinin tespiti dışında başka bir amaçla kullanılamayacak.

* AMACI DIŞINA ÇIKARSA POLİS DAĞITACAK: Düzenleme Kurulu mitingin amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkansız gördüğü taktirde dağılma kararı alacak ve durumu derhal yetkili kolluk amirine bildirecek.

* ÖZEL OKULLARDA KÜRTÇE EĞİTİM: Özel kurslar dışında artık Kürtçe başta olmak üzere farklı dil ve lehçelerde eğitim yapılabilecek özel okullar açılabilecek. Bu kurumlarda eğitimi ve öğretimi yapılacak dil ve lehçelere Bakanlar Kurulu karar verecek.

* BAŞÖRTÜSÜNÜ ENGELLEYENE HAPİS: TCK’nın “Eğitim ve Öğretim Hakkını” düzenleyen 112. maddesinde yapılan değişiklikle; her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine, kişinin eğitim ve öğretim hakkını kullanmasına, öğrencilerin toplu oturdukları binalara girilmesi ve kalınmasına engel olanlara 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.

* GEZİ EYLEMLEMCİLERİNE CEZA: Tasarıyla, Gezi Parkı, ODTÜ ve HES gibi gerçekleştirilen eylemlere yönelik cezai önlemler de alındı. Gezi Parkı ve ODTÜ’de olduğu gibi bir kamu kurumu tarafından yürütülen projenin hayata geçirilmesi gibi faaliyetleri engelleyenlere 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.

* KİMLİK VERMEYEN YANACAK: TCK’ye eklenen yeni bir hükümle; kamu kurumlarında veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında verilen ya da kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak sunulan hizmetlerden yararlanılmasına engel olunması halinde, fail hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. Böylece bir süre önce gündeme gelen türbanlı avukata Türkiye Barolar Birliği’nin kimlik vermemesi gibi uygulamalar 5 yıla kadar hapisle cezalandırılabilecek.

* OKUL VE İŞYERİNDE NAMAZ: TCK’nın “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetini” düzenleyen 115. maddesine yapılan ekleme ile okul ve işyerlerinde namaz kılma başta olmak üzere dini inancın yerine getirilmesinin önü açılıyor. Maddeye yapılan ekleme ile, “dini inancını gereğinin yerin getirilmesinin, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla” engelleyenler 1 yılda 3 kadar hapis cezasıyla yargılanacak.

* YAŞAM TARZINA GÜVENCE: Yine TCK’nın “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetini” düzenleyen maddeye yapılan ekleme ile yaşam tarzı güvence altına alınıyor. “İnanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale eden veya bunları değiştirmeye zorlayanlar” 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.

* NEFRET SUÇUNA YETERSİZ CEZA: Tasarıyla nefret suçu TCK’ya girecek. TCK’nın 122. maddesinin “ayrımcılık” olan başlığı, “Nefret ve ayrımcılık” olarak değiştirildi. Maddedeki “din, dil, mezhep” kriterlerine “milliyet” kavramı da eklenirken, nefret ve ayrımcılık suçuna verilen 6 aydan 1 yıla kadar verilen hapis cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis olarak yeniden belirlendi. Tasarı beklenenin aksine ırkı ya da milliyeti nedeniyle işlenen yaralama, öldürme, hakaret gibi suçlarda artırım yapılması konusunda düzenleme içermiyor. Cinsel yönelimdeki kişilere yönelik ayrımcılık da pakete girmedi.

* TÜRKÇE OLMAYAN KÖY İSİMLERİ: Tasarıyla İller İdaresi’nin köy adlarının değiştirilmesini zorunlu kılan ifade çıkarıldı. 1949’daki düzenlemenin kaldırılması Türkçe olmayan köy isimlerinin değiştirilmesini engelleyecek. Ancak daha önce değiştirilen isimler için yeni bir düzenleme yapılmadı.

* ÖCALAN’A SİYASET YOLU: Tasarının yürürürlükten kaldırılan hükümler bölümünde, İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan ve dağdan inmesi beklenen PKK’lılara siyaset yapma yolu açılıyor.

Siyasi Partiler Kanunu’nun “siyasi partilere üyeliği” yasaklayan hükümler arasından “terör eyleminden mahkum olma” kriteri kaldırılıyor. Böylece Öcalan veya dağdan inen PKK’lılar BDP veya HDP başta olmak üzere istedikleri partiye üye olarak siyaset yapabilecekler. Paketle, “kamu hizmetlerinden yasaklı olanların”, yani yüz kızartıcı suçlar, kaçakçılık, ihalelere fesat veya devlet sırlarını açığa vurma suçlarından mahkûm olanlar, taksirli suçlar hariç 5 yıl veya daha fazla hapis cezasına mahkûm olanların, devlete karşı işlenen suçlardan mahkum olanların ve terör eyleminden mahkûm olanların siyasi parti üyeliği yasağı kalkacak.

* RÜŞVETÇİ DE PARTİYE ÜYE OLABİLECEK: Aynı maddedeki düzenlemeye göre, artık, “Kamu hizmetinden yasaklılar, basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma veya devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle mahkum olanlar, taksirli suçlar hariç 5 yıl ağır hapis veya 5 yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar” da siyasi partilere üye olabilecek.

* FİTRE VE ZEKÂT SOSYAL YARDIMLAŞMAYA GİTMEYECEK: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu’nun, “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının Gelirlerini” düzenleyen maddeden, “her nevi fitre, zekat, kurban derileri ve bağırsak yardımları” hükmü çıkarıldı.

* ŞAPKA VE ALFABE CEZASI KALKTI: TCK’nın “Şapka ve Türk Harfleri” başlıkla maddesi yürürlükten kaldırılacak. Böylece yasak olmasına rağmen uygulaması yapılamayan şapka takma zorunluluğu ile alfabede x, q, w gibi harflerin kullananlara verilmesi öngörülen 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası kalkmış olacak.

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.

selmun aleyküm