REKLAM

AYET-İ KERİME

15 Ekim 2013 Salı

Kur’an Kursu Öğrencilerine Neden Paso Verilmez?

Kur’an Kursu Öğrencilerine Neden Paso Verilmez?


Yıllardır Ülkemizde kanayan bir yara var ki o da; Kur’an Kurslarımız ve o Kur’an Kurslarında okuyan hep ikinci sınıf muamelesi gören talebeler.

Türkler İslamiyet ile 640’lı yıllarda tanışalıdan beri İslamiyet’e büyük hizmetler vermişlerdir. O  yıllarda Türklerin azmini ve gayretini gören Abbasi halifeleri (Bilhassa Halife Me’mun)  yavaş yavaş idareye Türkleri de almışlardır.

Çünkü İslamiyet ile tanışan Türkler bu Dinin yayılması ve Allah’a tam teslimiyet için canlarını ve mallarını  bu yolda feda etmişlerdir. İslamiyet’i Peygamberimiz ilk önce ailesine anlatmış. Müminlerin annesi Hz.Hatice validemiz İslam dinini İlk kabul eden hanımlardan olmuştur. Daha sonraları da  diğer yakınlarına anlatmıştır. Rabbımın emri böyleydi.

   O’nun ümmeti olan insanlarda İslamiyet’i ilk önce kendileri ve yakın çevrelerine anlatarak bu dine hizmet etmişlerdir. Bizim insanlarımızda Peygamber metodu olan bu metodu işte taa İslamiyet ile şereflendikleri o 640’lı yıllardan bu tarafa hep uygulamışlardır. Kendilerine ve çocuklarına İslamiyet’i uygulamışlar ve bunun önündeki engelleride kaldırmak için canlarını ve mallarını bu yolda ortaya koymuşlardır.

   Çocuklarına Allah’ı, Peygamberi ve o yolda nasıl gidilmesi lazım geldiğini öğretmişlerdir.

Yıllardır Ülkemizde kanayan  bir yara var ki o da; Kur’an Kurslarımız ve o Kur’an Kurslarında okuyan talebeler hep ikinci sınıf muamelesigörmüşler. Zaman zaman eğitim veren bu Kurslarımız kapatılmış ve buralarda okuyan talebeler mağdur edilmişlerdir.

  Müslümanların sesleri hep kısılmış,bastırılmış,aşağılanmış ve rencide edilmiştir.Herhangi bir  orta okulda veya Lisede okuyan bir talebe bu devletin yanında nasıl yer buluyor kabul görüyorsa Kur’an’a hizmet eden bu talebelerinde öyle kabul görmesi lazımdı. Fakat  Devleti tarafından kabul görmedi ve özellikle hor görüldü bu talebeler.

   Diğer okullarda okuyan öğrencilere tanınan haklar Kur’an Kursu talebelerine  tanınmadı. Âdeta yok sayıldı. Diğer talebelere  verilen öğrenci pasoları Kur’an Kursu talebelerine verilmedi.Onlar talebe olarak kabul edilmedi.Halbu ki ikisi de bu Devletin kurumlarında okuyan ve Resmi Eğitimin uygulandığı  kurumların talebeleri.Fakatbirisi pasolu ve ulaşım araçlarından indirimli olarak faydalanır,diğeri ise var ama yok hükmündedir bu indirimlerden faydalanamaz.

   Bizde diyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti  Devleti tarihi geçmişi, geleneği  ve tecrübesi olan bir Devlettir. Yapılan bu haksız uygulamanın bir an önce kaldırılmasını ve Kur’an Kursu talebelerine de  paso verilmesini istiyoruz. Özellikle Sayın Başbakan, Recep Tayyip Erdoğan’dan bu işe el atmasını ve sayınKılçdaroğlu’nun da buna destek vereceğini ümit ediyoruz. Baksana  SayınKılıçdaroğlu katıldığı bir iftar yemeğinde  bu konu ile ilgili sorulan bir soruya ;”Tabii ki yardımcı oluruz, biz hiçbir zaman angel olmayız” diye cevap veriyor. Sayın Başbakanım,SayınKılıçdaroğlu adeta sizi göreve çağırıyor.Bizde buradan diyoruz ki “ Lütfen artık bu sıkıntı giderilsin ve bu talebeler artık var sayılsın ve Pasoları ellerine verilsin”

Selam ve Dua ile…
Nail Çelik

7 Ekim 2013 Pazartesi

YOLCU ve KİRALIK TAKSİCİ

İstanbul da Allah cc dostlarından biri takside yolcudur.
Akşam karanlığı çökmüş, yolcumuz bir yere uğrar döner aynı koltuğa oturur.
Oturur oturmaz buda ne koltukta nar ezilmiş;
Şoför: 

 Yau oturduğun yere baksana, arabamı batırdın..... söylenir... ön koltukta şöförün kuruntulu yeyenide.,; laflar...
    ....ve şoför bir bez uzatır.
Yolcu arabaya ve etrafa daha fazla bulaşmasın diye bezi eliyle ıslanmış elbisesine tutarak önce arabadan inmeye çalışırken.
ŞOFÖR arabayı silmesini emreder, bezi elbisesine tuttuğundan yolcuyu kınar aşağılar... ve... yeyen de destekler...
Yolcu durumu kısaca açıklar: elbisesini biraz siler, arabayı da siler, tekrar oturur.. 
Fakat şoför ve yeyen nar için üzüntülü kızgın yolcuya, kineyeli laftır giydirirler.... arkaya dönüp yolcuya acaip çe bakar yeyen
Yolcu,  kendisine bu taksiyi tahsis eden müdürüne mi yoksa her olanı en iyi bilen Rabbine mi aktarsa!...
Yolcu sabır ve metanetle Allah a cc sığınır.
...ve... Yeyene sesini yükselterek, ters ters konuşup bakma dön önüne der.. 
ŞOFÖR: Yeyeni olduğunu söyler ve savunur.  yeyense bu arada yolcudan helallik ister... 
Yolcu olup bitenleri hepten unutur... 
Birkaç gün sonra müdür yine o taksiyi tahsis etmiştir. Yine gece ve  taksinin iç ışıkları yanmıyor  karanlıkta üzerinde bir şeyler olan arka koltuğa diğer yolculer biner ön koltuk bizim Allah cc dostuna kalır.. burada da bir poşet vardır. fark edilir şoför uyarılır
ŞOför: yine azarlayınca...
Yolcu: YA RAB HER İŞ SANA AYAN, BENİ BAĞIŞLA BU YAŞADIKLARIMI BANA MÜKAFAAT LANDIR DER 

Mü min in ferasetinden sakının, çünkü o Allah ın nuruyla bakar. HŞ.

6 Ekim 2013 Pazar

DÜNYANIN EN UZUN İNSANI TIKLA OKU


Sultan Kösen (10 Aralık 1982, Mardin), Guinness Rekorlar Kitabı'na göre yeryüzünün yaşayan en uzun insanı. Boyu 2 metre 51 cm'dir. Aynı zamanda 27,5 cm ile yeryüzünün “en büyük ellerine” ve 36,5 cm ile “en büyük ayaklarına” da (60 numara ayakkabı) sahiptir.
Boyundaki aşırı uzama hipofiz bezindeki aşırı büyüme hormonu salgılayan bir tümöre bağlıdır. Yürümek için koltuk değneği kullanır. 
Kösen üç erkek ve bir kız kardeşi ve ailesi ile birlikte yaşamaktadır. Aile fertlerinin boyları normal sınırlardadır. Okulunu, uzun boyu ve çiftçilik işleri ile uğraştığından tamamlayamamıştır.

1 Ekim 2013 Salı

Domuz eti yedi hayatı karardı

Bilmeden domuz eti yedi hayatı karardı

İZMİR’DE 2004 yılında domuz eti konulan çiğ köfteyi bilmeden yiyen 145 kişiden adliye memuru Alper Özbek, mahkemelerin uyuşmazlığı yüzünden 9 yıldır ceza kararının çıkmasını bekliyor. Alper Özbek’in domuz eti yüzünden “trişinozis” hastalığına yakalandı. Ölümden dönen ve günlerce hastanede kalan Özbek, 2004 yılında ceza davası ile 10 bin TL tazminat davası açtı. Mahkemelerin uyuşmazlığı yüzünden dava 9 yıldır bitmedi.

İzmir’de 2004 yılında domuz eti konulan çiğ köfteyi bilmeden yiyen 145 kişiden adliye memuru Alper Özbek, mahkemelerin uyuşmazlığı yüzünden 9 yıldır ceza kararının çıkmasını bekliyor. Ceza davasının normal sürede bitmediğini belirten Özbek’in avukatı Tufan Aras, “Açtığımız 10 bin TL.’lik tazminat davası da, ceza davasının kararını bekliyor” dedi. Yediği domuz etli çiğ köfte yüzünden ölümden dönen adliye çalışanı Alper Özbek, hem ceza hem de tazminat davası açtı. 2004 yılında Urla Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mağdur avukatı Tufan Aras, davanın Ağır Ceza’da görülmesini talep ettiler. Avukatın talebini değerlendiren Urla Asliye Ceza Mahkemesi, davanın Ağır Ceza’da görülmesi gerektiği yönündeki talebi haklı bularak görevsizlik kararı verdiler. Dosya bunun üzerine İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Bu kez sanık avukatları, davanın Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesi konusunda talepte bulundular. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri, sanık avukatların talebini haklı bularak davanın Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini belirtip görevsizlik kararı verdi. Her iki mahkemenin arasındaki uyuşmazlık yüzünden bitirilemeyen davaya son noktayı koyan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, davanın Ağır Ceza’da görülmesine karar verdi. Yediği çiğ köfte sonrası yüzünde şişme, kas ağrısı, yorgunluk, ishal gibi şikayetlerle hastaneye giden adliye memuru Alper Özbek’in domuz eti yüzünden “trişinozis” hastalığına yakalandığı anlaşıldı. Ölümden dönen ve günlerce hastanede kalan Özbek, 2004 yılında ceza davası ile 10 bin TL. tazminat davası açtı. Mahkemelerin uyuşmazlığı yüzünden dava 9 yıldır bitmedi.

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.

selmun aleyküm