REKLAM

AYET-İ KERİME

10 Nisan 2013 Çarşamba

Amr Bin El-Ās عمرو ابن العاص,

Amr Bin El-Ās  عمرو ابن العاص, 
 Mısır'a başkentlik yapacak olan Fustat'ı kurdu ve Afrika kıtasında ilk cami olan Amr bin El-As Camisini bu şehrin merkezinde inşa etti.

Kureyş'in Beni Sahm kabilesindendi. Kendisi henüz Müslüman değil iken Müslümanlığı seçen eşini boşadı.[kaynak belirtilmeli] Müslüman olmadan önce İslam orduları ile birkaç kez savaştı. İslam'ı seçtikten sonra İslam ordusunun en önemli komutanlarından biri oldu. Cephedeki başarılarının yanı sıra siyasetin de önemli şahsiyetlerindendi. Önceleri Ali'nin hilafetini desteklerken daha sonra Muaviye'ye destek verdi. Sıffin Savaşı sonrasındaki Hakem Olayı'nda Muaviye'nin hakemliğini yaptı. Ali'nin Haricilerce öldürülmesinin ardından Muaviye hilafeti ele geçirince, Muaviye tarafından Mısır valiliğine getirildi. Bu tarihten itibaren Mısır'ı Emevilere bağlı olarak Muaviye adına yönetti. Muaviye döneminde, 90 yaşının üzerinde iken vefat etti..

Amr bin Âs  ra. İslâmiyeti kabul ettikten sonra eski hatalarından dolayı çok pişman oldu. İslâma hizmet etmeyi, müşriklere karşı savaşmayı şiddetle arzu etti. Böylece İslâm dininin yaman ve yiğit mücâhidi oldu.

Vâkıdî’nin  ra. ifade ettiğine göre; Amr bin Âs, Peygamberimize “Yâ Resûlallah, nice müddettir, şeriat sarayını yıkmağa kasdettim. Şimdi muradım odur ki, İslâm’a geldiğim belli ola.” deyince, Resûl aleyhisselâm “Yakında seni bir hizmete gönderirim” buyurdu. Sonra Peygamber efendimiz sav. tarafından bir seriyye ile (bir bölük askerin kumandanı olarak) babasının dayıları olan Belî bin Ömer bin Lihaf kabilesine karşı gönderildi. Zat-üs-selâsil adındaki yere gelince, kâfirlerin başka kabilelerle birleştiğini haber aldı. Durumu Resûlullaha arz edip, yardım istedi. Resûl aleyhisselâm, Ebû Ubeyde bin Cerrah ra.’ın emri altında, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in de bulunduğu bir birliği gönderip, Amr’a yardım etmelerini emr eyledi. Amr, Ebû Ubeyde’nin yardımı ile kuvvet buldu. Düşman cezalandırıldı. Selâmet ve ganimet ile Medine’ye döndüler. Bu Seriyyeden sonra, Amr bin Âs ra, Resûlullaha sav sordu ki, Yâ Resûlallah, en ziyade kimi seversin? Resûl aleyhisselâm, “Aişe’yi” buyurdu. Erkeklerden kimi sevdiğini sordu. Resûlullah, “Âişe’nin babasını” buyurdu. Amr, ondan sonra kimi deyince, Resûlullah, “Ömer’i” buyurdu. Amr, sordukça Resûl aleyhisselâm bir bir Eshâbın isimlerini zikretti. Böylece Amr ra, beylik ve emirliğin, fazilete sebep olmadığını ve ziyade muhabbete delil olamayacağını anladı.
Amr İbn-i Âs anlatır: Resûlullah bana: “Elbiseni giy, silâhını kuşan ve bana, gel” diye haber gönderdi. Gittiğimde “Seni asker üzerine göndermek isterim. Allah sana selâmet ve ganimet versin ve çok sâlih mal ile dön” buyurdu. Ey Allah’ın Resûlü ben mal para için değil, İslâm’a olan rağbet ve arzumdan müslüman oldum, dedim. “Ey Amr, sâlih mal, sâlih kimsede ne güzeldir” buyurdu.

Bir kişi Resûlullaha sav. geldi ve “Yâ Resûlallah amellerin en efdali (en üstünü) hangisidir” diye sordu. Peygamber efendimiz, “Allahü teâlâya îmân edip, kalb ile tasdik etmek, O’nun yolunda cihad etmek ve Hacc-ı Mebrûr (kabul olunan hac) dır” buyurdu. O kişi “Biraz daha söyler misiniz yâ Resûlallah dedi.” Resûlullah “İnsanlara yumuşak söylemek, fakirlere çok yemek yedirmek, vermesi lâzım ve vâcib olmayan şeyleri, seve seve vermek ve güzel ahlâktır.” buyurdu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Hakkımda

Fotoğrafım
https://www.facebook.com/VAHDED.HOCA SİTEMİZİ ZİYARET EDİP ÜYE OLURSANIZ ÇALIŞMALARIMIZA DESTEK VERMİŞ OLURSUNUZ ALLAH cc CÜMLE MÜMİNLERDEN RAZI OLSUN.

selmun aleyküm